Yönetmen M.Night Syhamalan’ın Found Footage/Buluntu
türündeki yeni filmi “Visit” (Ziyaret) beyaz perdede karşımıza çıkmış ve son
birkaç filminin aksine eleştirmenlerce başarılı bulunmuşken Buluntu filmler
hakkında bir dosya hazırlamakta kaçınılmaz olmuştu. Kimilerince artık
sonlanması gereken bir tür olan, can sıkan hatta bazen devamlı titreyen kamera
yüzünden mide bulandıran bu filmlerin ortaya çıkışı ve popüler olmasıyla ilgili
söylenecek çok şey var aslında. Öncelikle Found Footage yani Buluntu filmin ne
olduğundan bahsedecek olursak; Türkçe’ ye çevrilen karşılığının hakkını verdiği
şekilde genellikle bir belgesel ekibinin bireysel bir videoya kaydetme olayının
ya da gizli kameranın bize sunduğu gerçekçi görüntüler şeklinde çekilmiş film
türüdür. Genellikle daha ekonomik olması yönetmenlerce bu türün seçilip öykü
anlatımına fayda sağladığı düşünülse de listemizdeki filmlerden çoğu ciddi
bütçelerle sadece gerçekçilik hissini izleyiciye verebilmek için çekilmiş
filmlerdir. Bu dosyayı hazırlarken beş yüze yakın buluntu film taranmış,
birçoğu izlenmiş fakat listeyi ulaşılmaz filmlerle doldurma tercihini
kullanmayarak, sınırlandırmayı kişisel nedenlere indirgedim. Bu nedenle dosya
başlığı en iyi buluntu filmler ya da en iyi 10 buluntu film değil çünkü listeye
giremeyen çok iyi buluntu filmler var ama şahsen ben böyle bir listeyle
karşılaşıp o filmleri hiçbir zaman izleyemeyeceksem, bir listeden faydalanmanın
anlamı kalmayacağını düşündüm. Böylece listeyi daha ve yakın tarihli filmleri
bir araya getirerek oluşturdum.
Listeyi bu şekilde daraltarak 1999 yapımı
fenomen film “The Blair Witch Project” (Blair Cadısı) bu listede neden yok gibi
soruları da böylece savuşturmuş olabilirim umarım. Evet, Blair Cadısı buluntu
filmler için bir milat olmuş olabilir fakat Blair Cadısından yıllar önce de
buluntu filmler vardı. Yıllarca gerçek zannedilen, yasaklanan, gün yüzüne
çıkmayan “Cannibal Holocaust” (1980) gibi bir yamyam filmi, 1989 yapımı “84
Charlie Mopic” gibi bir savaş filmi ya da 1992 yapımı BBC kanalında yayınlanan
“Ghost Watch” gibi örnekler ne yazık ki listede aynı sebeplerden dolayı yer
almıyorlar. Yine 1992 yapımı saykodelik film “Man Bites Dog” direkten
dönenlerden. Amerika’daki meşhur okul baskının anlatan “Zero Day” (2003) ve
onun Kevin Smith versiyonu “The Dirties” (2013) dışında 2000 yılı sonrası üç
film daha 10 filmlik ana listeye giremedi ama adlarını anarak size en azından
tüyo vermiş olayım. Bu filmler; “ A Necesarry Death” (2003), “Exibith A” (2007)
ve “21 Days” (2014). Listenin kişisel olması hiç birini izlemediğim ve izlemeyi
de düşünmediğim “Paranormal Activity” gibi seriye dönüşmüş ve hatta çokça dalga
geçilmiş filmlerini de liste dışı bıraktı. 10 film seçmek zorunda olduğum ve
her filmin farklı bir türde olmasına gayret gösterdiğim için “VHS” (2012) gibi
antoloji yapımlardan sadece burada bahsetmek zorunda kaldım. Kafamdaki
sıralamayı göstermesi açısından listeyi 10’dan geriye hazırladım. İyi okumalar.
10. End of Watch/ Tehlikeli Takip (2012)
Yaptığı ortalamanın üzerinde filmlerle dikkat
çekmeye devam eden David Ayer tarafından yönetilen Tehlikeli Takip iki polis
memurunun başından geçen olayları anlatıyor. Sokak devriyesi olarak görevli
yakın arkadaşlar Brian ve Mike, kendilerini Latin sokak çeteleri, uyuşturucu
satıcıları, insan kaçakçılığı yapan Meksikalı karteller gibi içinden çıkılmaz
bir ağın ortasında bulurlar. Jake Gylenhall ve Michael Pena tarafından
canlandırılan karakterlerin yanında taşıdıkları kameralarla takip ettiğimiz
ikilinin kanka muhabbetleri ve mesleğin diken üzerinde yaşatan atmosferini
izleyiciye geçirmekte zorlanmıyorlar.
9. The Last Exorcism/ Son Ayin (2010)
Ana listeye giremeyen bir diğer buluntu film
“A Necesarry Death” (2003) yönetmeni Daniel Stamm’ın ikinci filmi olan Son
Ayin, Louisiana’da muhafazakâr ailesiyle birlikte yaşayan genç Nell’in garip
davranışlarını filme alan belgesel ekibinin başından geçenleri anlatan
hikâyesiyle zaman zaman etkileyici olmayı başarıyor. Bir şeytan çıkarma
öyküsünü buluntu film kodlarıyla anlatan yapım, eleştirmenler tarafından çok
beğenilmese de türün korku-gerilimle harmanlandığında iyi sonuçlar
çıkarabileceğinin kanıtı nitelikte. Film aynı zamanda bir ticari başarı örneği
sunarak 2 milyon doları bulmayan bütçesine karşılık dünya genelinde yaklaşık 70
milyon dolar gelir elde etti. Yapımcıların cesaretlenmesiyle 2013 yapımı bir
devam filmi de çekilen Nell’in öyküsünü ilk filmle hatırlamakta fayda var.
8. The Tunnel/ Tünel (2011)
Film korku-gerilimle birlikte anılsa da listeye
kapalı alan filmi kontenjanından dâhil oldu. Avusturalya yapımı filmlerin genel
özelliği mi bilinmez ama enteresan bir atmosferi olan filmin hikâyesi 2007
yılında Avusturalya hükümeti tarafından Sydney’deki St.James garının altında
bulunan metro tünellerinin yenilenmesi projesinden vazgeçerek kaderine
terkedilmesinin arkasında yatan gerçekleri araştıran gazeteci Natasha’nın
ekibiyle 2008 yılında bu tünellere gizlice girmesini anlatıyor. Şehir
efsaneleri araştırmacısı Natasha ve dört kişilik ekibinin hayatta kalma
mücadelesine dönüşen maceraları izleyici germeyi başarıyor.
7. Trolljegeren/ Troll Avı (2010)
Kaçak avlanmaya karşı örgütlenip Norveç’in Kuzey
ormanlarındaki kıyımı durdurmaya çalışan üniversite öğrencilerinden oluşan grup
hükümet tarafından üstünün örtülmeye çalışıldığını düşündükleri vahşeti
görüntüleyerek kanıtlamayı planlamaktadırlar. Ormanda karılaştıkları avcıyı
gizlice takip ettiklerindeyse gizlemeye çalışanın aslında Kuzey Avrupa
mitolojisinde yer alan dev Troll’ler olduğunu görürler. Andre Ovredal’ın
yönettiği film listemizdeki en fantastik konuya sahip olmasına rağmen kendini
ciddiye alan senaryosu ve yönetmenin gayretiyle gizli bir hazineye dönüşen ve
kesinlikle şans verilmesi gereken bir yapım.
6. What We Do in the Shadows/ Aylak Vampirler
(2014)
Listede komedi türündeki tek buluntu film
olan yapım aynı evi paylaşmak zorunda kalan dört vampirin hayatlarını
(boyunlarında gümüş haç bulunan) bir belgesel ekibi kamerası sayesinde bizimle
paylaşıyor. Yeni Zelanda yapımı filmde vampir oldukları için gündüzleri uyuyan
geceleri de dışarı çıkmadıklarında öğrenci evi misali bulaşıkları kim yıkayacak
temizliği kim yapacak rutinleri olan ev arkadaşları viago, vladislav, deacon ve
peter’in başından geçenleri izliyoruz. Pek arkadaşları olamaması sebebiyle dış
dünyayla yaşadıkları uyum sorunlarını, kurt adamlarla ilişkilerini yüzlerce
yıldır yaşadıkları için takip etmekte zorlandıkları teknolojiyle imtihanlarını
ve hatta hayattan beklentilerini zekice esprilerle anlatan film, Flight of the
Concords dizisine aşina olanların yabancılık çekmeyeceği ekibiyle kimi anlarda
kahkaha atmanıza sebep olacak.
5. As Above, So Below/ Derin Kâbus (2014)
Kapalı yer temasını çok sevdiğimden objektif
olamayarak listeye eklediğim ikinci kapalı yer filmi Derin Kâbus, Paris’in
altındaki yer altı mezarlarından birinde bulunduğuna inandıkları simya taşını
arayan iki araştırmacı ve onlara illegal olarak yardım eden bir grup
maceraperestin başına gelenleri anlatıyor. John Erick Dowdle’ın yazdığı ve
yönettiği film giderek tırmanan gerilimi ve basitleşmeyip sonuna kadar merak
duygusu uyandırarak benzerlerinden ayrılan bir yapım olmuş. Psikolojik gerilim
diyebileceğimiz öyküsüyle filmdeki grubun Paris’in altındaki tünellerde
ilerledikçe bizde onlarla birlikte insanın peşini bırakmayan kişisel
şeytanlarını aramaya ruhumuzun derinliklerine iniyoruz.
4. Chronicle/ Doğaüstü (2012)
Listemizin kendini keşfeden süper kahraman (ya
da gençlik buhranları) kategorisine dâhil olabilecek filmi Doğaüstü, yönetmen
Josh Trank’ın Fantastik Dörtlü faciasının başına geçmesindeki yegâne sebep.
Dane Dehaan ve Michael B.Jordan’ı starlık mertebesine yükselten film, üç liseli
arkadaşın bir gece kuvvetle muhtemel bir meteorun sebep olduğu çarpmayla
oluşmuş tünelin içinde kendilerine doğaüstü güçler kazandıran “şeyle”
etkileşime geçmelerini ve değişen hayatlarını konu alıyor. Başlarda sadece eğlence olarak gördükleri ve
kullandıkları özel yetenekleri yavaş yavaş insanların hayatlarını tehdit eden
bir oyuna dönüşüyor. Film efektlerinin kullanımına göre cüzi olarak
algılanabilecek 12 milyon dolarlık bütçesine karşın dünya genelinde 127 milyon
dolar hasılat elde ederek yapımcılarını sevindirmişti.
3. Cloverfield/ Canavar (2008)
Yapımcılığını J.J.Abrams’ın yaptığı film,
yönetmen Matt Reeves’in rüştünü ispat edip büyük bütçeli Hollywood yapımlarında
görev almasını sağlamıştır. Beyaz perdede izlerken insanın midesini bulandıran
kamera titremesiyle mücadele edildiğinde bir hayli keyif aldıran yapım
tanınmamış oyuncuların kullanılması ve yönetmenin teknik becerisiyle şehre
saldıran dev yaratık türünün en gerçekçi örneklerindendir. Filmde, Japonya’ya
gidecek arkadaşlarının veda partisinde eğlenirken bir anda kendilerini ne
olduğunu bilmedikleri bir şeyden kaçarken bulan beş kişilik grubun hikâyesi
anlatılıyor. Partiyi görüntüleyen arkadaşlarının kamerayı elinden hiç
bırakmamasıyla bize ve yetkililere ulaşan filmde, alışılagelmişin dışındaki
canavar tasarımıyla izleyici üzerinde etkili oluyor ve tekinsiz atmosferiyle
hem bir canavar filmi hem de bir kaçış filmi olarak umutsuz finaliyle vurucu
olmayı başarıyor.
2. District 9/ Yasak Bölge 9 (2009)
Tamamen buluntu film olarak çekilmese de hikâyenin
çoğunda kullandığı belgesel tarzı ve aktüel haber kamerası görüntülerinin kullanımıyla
neredeyse yönetmen Neill Blomkamp’ın alametifarikası olan yapım listedeki tek uzaylı
alt türü örneği. 30 yıl önce Güney Afrika’ya inen ve insanlarla kontak kuran
uzaylılar artık insanlığın başına dert olmuş hükümetin kurduğu kamplarda
sığınmacı gibi kötü şartlarda yaşamaktadırlar. Uzaylıların yaşadığı kamplardan
biri olan 9. Bölgenin üzerinde kontrole sahip Birleşmiş Çokuluslu Milletler adındaki
organizasyon uzaylıların silahlarını üreterek para kazanma peşindedir. Fakat
planları başarısız olur çünkü silahların aktivasyonu için gereken şey uzaylı
DNA'sıdır. Bir BÇM çalışanı olan Wikus van der Merwe (muhteşem oyunculuğuyla
Sharlto Copley) DNA'sını değiştiren gizemli bir virüsü kapınca, kendini insanlar
ve uzaylılar arasındaki çatışmanın ortasında bulur. Hiç izlemediyseniz
kesinlikle ıskalamamanız gereken bir yapım.
1. Rec/ Ölüm Çığlığı (2007)