İngilizcede Beast kelimesi sadece hayvanın değil aynı zamanda canavarın, yaratığın ve çirkinin de karşılığıdır. Çocuk masalı Güzel ve Çirkin’de beast çirkin olarak çevrilse de tam olarak bir hayvan bir yaratık olarak tasvir edilmiştir. Masal dış görünüşün değil iç güzelliğin önemli olduğu mesajını verir. X-Men çizgi romanlarında Beast adlı bir karakter vardır ve dış görünüşü mavi tüylü bir yaratık olmasına rağmen hayvansal içgüdüleri yerine zekâsıyla ön plana çıkar. Burada da dış görünüş aldatıcı olmuştur Beast/Hank McCoy doktorası olan bir bilim adamıdır. Dış görünüş olarak hayvanın iç güzelliği üzerine bir okuma yapılabilecek karakterler haricinde normal dış görünüşün içinden gelen hayvan/canavar örnekleri de verebiliriz. Kurt Adam mitolojisi, Doktor Jeykıl ve Bay Hyde romanı ve yine çizgi roman karakteri Hulk buna verilebilecek birkaç örnek. Son on yılda çoklu kişilik bozukluğunu işleyen filmler arasında bir tanesi yönetmeni oyuncuları ve sürpriz sonu sayesinde adından çokça bahsettirmeyi başardı. Filmin sürprizini kaçırmamak adına filmin ismini söyleyemesek de yine çoklu kişilik bozukluğu hakkında başka bir filmden üstelik bunu saklamaya çalışmayan bir filmden bahsedelim.
2016 yılı yapımı
Split/Parçalanmış filmi yönetmen M. Night Shyamalan’ın kariyerini kurtaran film
olarak da biliniyor. Altıncı His filmiyle kariyerini zirveye taşıyan yönetmen
ardından gelen filmlerle sürpriz sonların ve kurduğu başarılı atmosfere dayalı
filmlerin yönetmeni oldu. Altıncı His sonrası Ölümsüz/Unbreakable,
İşaretler/Signs, Köy/Village, çekmesine rağmen Mistik olay/Happening, Dünyadan
Sonra/After Earth ve Son Hava Bükücü/Last Airbender gibi unutulmak istenen
filmler de çekti. Neredeyse bitmek üzere olan yönetmenlik kariyerini
Ziyaret/The Visit filmiyle nispeten kurtararak adına yakışır son filmi Split’i
çekmek üzere kredi kazandı. Split Türkçeye Parçalanmış olarak çevrilse de
kökeni psikolojide insanın kullandığı bir savunma mekanizması olan splitting
yani ayırmaktan geliyor. Bu savunma mekanizmasını kullanarak geçmişte yaşadığı
kötü anıların güzelleri bastırmasına engel olduğunu düşünen kişiler, iyi ve
kötü kavramlarını kendi yaşantı ve tecrübelerine göre gruplandırıyor. Karşısındaki
kişi ya da durumu ve hatta kendini de kötü olarak tanımlanan kısma geçirebiliyor.
Filmdeki karakter Kevin Wendell Crumb çocukluk çağında yaşadığı travmatik bir
olay sonucu psikopatolojik bir tanı ile tanışır ve karakteri 23 parçaya
bölünür. Bir doğum günü partisi dönüşü evlerine gitmek isteyen üç genç kızı
kaçırır ve onları kaçamayacakları bir yere kapatır. Tüm hikâyeyi anlatmak
yerine hayvandan bahsedelim biraz; Hayvan Kevin’ın 24. Karakteri ve diğer
kişilikleri bile hayvandan korkuyor. Film boyunca hayvanın gelişi genç kızları
ve Kevin’ın kişiliklerini korkuttuğu kadar bizi de geriyor. Hayvan gerçek mi
yoksa diğer karakterler gibi Kevin’dan başkası değil mi aslında. “Acıyı
bilmeyen ruhların dünyada yeri yoktur ve yaratığın yemi olmalıdır” düşüncesiyle
tuttuğu üç genç kadından birinin hikâyesi ise farklıdır. Genç kızlar hayvanın
yemi olmayı bekliyorlar ve zarar görmemeliler. Yaratığın yemi olmanın bir diğer
şartı da Kevin'a göre “saf olmayan” genç kadınlar olmalarıdır. Kızlardan biri
olan Casey babasını küçük yaşta kaybetmiştir ve babasının arkadaşı olan John
tarafından küçük yaşta cinsel istismara maruz kalmaya başlaması onun da
kişiliğindeki bozuklukların nedeni olmaktadır. Film boyunca kafamızdaki soru
işareti ise Hayvan geldiğinde Casey’in saflığı anlayacak mıdır? Hayvan
içimizdeki korkuları ve saflığı gün yüzüne çıkarabilir mi?