29 Aralık 2011 Perşembe

2011 ve Külleri



Başlık neden mi böyle çünkü 2011'in en iyi filmlerinden Blue Valentine ( Aşk ve Küller) box office sıralamasında 291 film arasında 256. sırada, filme sadece 2978 kişi gitmiş. ( Bknz. Box Office Türkiye) Listenin 2. sırasını görünce anladım ki Türk halkı Aşk Tesadüflerini Sever ya da Tesadüfi Aşkları Sever tamam tamam Aşk Tesadüfleri Sever ama ben onu sevmiyorum çünkü gerçek değil. Listeyi kurcalarken izleyipte sevdiklerim arasında sonlarda kalan başka film var mı diye de baktım ve durum şöyle; 278.Dört Aslan, 275.Aşırıcılar, 248. Uzaylıların Şafağı, 232. Aslı Gibidir, 226. Bir Ayrılık ve bu filmlere ne yazık ki 10.000 kişi bile gitmemiş. Merak edenler için Aşk ve Küller filminin Beyazperde sitesinde Ali Ercivan tarafından yazılmış eleştrisini paylaşıyorum;


 


 


 


 




 


 


 


Senarist ve yönetmen Derek Cianfrance, ülkemizde Aşk ve Küller adıyla gösterilen Blue Valentine'ın senaryosu üzerinde 11 yıl çalışmış. Fazlasıyla içselleştirdiği öyküye bir türlü son halini verememiş. Nihayet finansman bulup sete çıktığında ise, birçok yerde senaryoyu boşvermiş. Bazı sahneleri sette oyuncularla beraber yaratmış. Bir film yaratmanın ne alışılagelmiş ne de sağlıklı bir yolu bu. Ancak Cianfrance belli ki karakterlerine son derece hakim olmuş ve yakalamak istediği duyguyu iyi biliyormuş 11 yılın sonunda. Roller için biçilmiş kaftan iki aktörü de yanına alıp ortaya son derece etkileyici bir ilişki filmi çıkarmış.


 


Aşk ve Küller, bir ilişkinin iki ayrı evresini anlatıyor. Dean ve Cindy adlı iki gencin tanışıp aşık oldukları dönemi, yıllar sonra evliliklerinin tükenme noktasına geldiği günlerle paralel olarak izliyoruz. Birbirlerine güçlü bir tutkuyla bağlanıyorlar önce ama işin evlilik aşamasına geçmesi, biraz mecburiyetten kaynaklanıyor. Dolayısıyla üzerine etraflıca düşünülmemiş, temeli çok sağlam olmayan bir aile kuruyorlar. Ve bu aile, çok sevdikleri çocuklarına rağmen, zaman içinde hapishanelerine dönüşüyor. Tutku, ne kadar uğraşsalar da yeniden canlandırılamıyor artık. Cindy, hayatını mahvettiğini düşünmekten geri duramıyor. Dean ise aşırı bir sahiplenme içgüdüsüyle karısına sadece eziyet çektiriyor.


 


Aynı anda hem mutlu, romantik bir aşk hikayesini hem de aşkın nasıl yeterli olmadığını gösteriyor bize Aşk ve Küller. Ama onca yaşanmışlığın ardından ayrılmanın da nasıl zor olduğunu... Evli veya uzun süredir aynı kişiyle beraber olan herkesin empati kurabileceği, anlayabileceği durumları ve duyguları işliyor. Tabii popüler sinemadan ziyade bağımsız Amerikan sinemasının görsel kodları ve katı gerçeklik hissiyle. Dünyanın en orijinal öyküsünü anlatmıyor. Daha önce benzerlerini izlediğimiz temalar ve durumlar üzerinden gidiyor. Fakat sahici bir ilişki filmi olarak yine de seyirciyi yakalıyor


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder