Başlık neden mi böyle çünkü 2011'in en iyi
filmlerinden Blue Valentine ( Aşk ve Küller) box office sıralamasında 291 film
arasında 256. sırada, filme sadece 2978 kişi gitmiş. ( Bknz. Box Office
Türkiye) Listenin 2. sırasını görünce anladım ki Türk halkı Aşk Tesadüflerini
Sever ya da Tesadüfi Aşkları Sever tamam tamam Aşk Tesadüfleri Sever ama ben
onu sevmiyorum çünkü gerçek değil. Listeyi kurcalarken izleyipte sevdiklerim
arasında sonlarda kalan başka film var mı diye de baktım ve durum şöyle;
278.Dört Aslan, 275.Aşırıcılar, 248. Uzaylıların Şafağı, 232. Aslı Gibidir,
226. Bir Ayrılık ve bu filmlere ne yazık ki 10.000 kişi bile gitmemiş. Merak
edenler için Aşk ve Küller filminin Beyazperde sitesinde Ali Ercivan tarafından
yazılmış eleştrisini paylaşıyorum;
Senarist ve yönetmen Derek Cianfrance, ülkemizde
Aşk ve Küller adıyla gösterilen Blue Valentine'ın senaryosu üzerinde 11 yıl
çalışmış. Fazlasıyla içselleştirdiği öyküye bir türlü son halini verememiş.
Nihayet finansman bulup sete çıktığında ise, birçok yerde senaryoyu boşvermiş.
Bazı sahneleri sette oyuncularla beraber yaratmış. Bir film yaratmanın ne
alışılagelmiş ne de sağlıklı bir yolu bu. Ancak Cianfrance belli ki
karakterlerine son derece hakim olmuş ve yakalamak istediği duyguyu iyi
biliyormuş 11 yılın sonunda. Roller için biçilmiş kaftan iki aktörü de yanına
alıp ortaya son derece etkileyici bir ilişki filmi çıkarmış.
Aşk ve Küller, bir ilişkinin iki ayrı evresini
anlatıyor. Dean ve Cindy adlı iki gencin tanışıp aşık oldukları dönemi, yıllar
sonra evliliklerinin tükenme noktasına geldiği günlerle paralel olarak
izliyoruz. Birbirlerine güçlü bir tutkuyla bağlanıyorlar önce ama işin evlilik
aşamasına geçmesi, biraz mecburiyetten kaynaklanıyor. Dolayısıyla üzerine
etraflıca düşünülmemiş, temeli çok sağlam olmayan bir aile kuruyorlar. Ve bu
aile, çok sevdikleri çocuklarına rağmen, zaman içinde hapishanelerine
dönüşüyor. Tutku, ne kadar uğraşsalar da yeniden canlandırılamıyor artık.
Cindy, hayatını mahvettiğini düşünmekten geri duramıyor. Dean ise aşırı bir
sahiplenme içgüdüsüyle karısına sadece eziyet çektiriyor.
Aynı anda hem mutlu, romantik bir aşk hikayesini
hem de aşkın nasıl yeterli olmadığını gösteriyor bize Aşk ve Küller. Ama onca
yaşanmışlığın ardından ayrılmanın da nasıl zor olduğunu... Evli veya uzun
süredir aynı kişiyle beraber olan herkesin empati kurabileceği, anlayabileceği
durumları ve duyguları işliyor. Tabii popüler sinemadan ziyade bağımsız
Amerikan sinemasının görsel kodları ve katı gerçeklik hissiyle. Dünyanın en
orijinal öyküsünü anlatmıyor. Daha önce benzerlerini izlediğimiz temalar ve
durumlar üzerinden gidiyor. Fakat sahici bir ilişki filmi olarak yine de
seyirciyi yakalıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder