Hep hüzünlü bir yanı olan, kendisine sunulanla
yetinmeye çalışırken çocuksuluğunun vermiş olduğu umutla devam eden kahraman, Naneşekeri
Petty’nin fena asıldığı, hatta sevgili
muamelesi yaptığı, hatta bu girişimciliği ile daha da bir ezdiği, çekingen
karakter. Snoopy gibi bir köpeği olan küçük bir çocuğun ne hale gelebileceğinin
en güzel kanıtıdır Charlie Brown. Olaylara daima optimist bir bakış açısıyla
yaklaşabilen bir karakterdir. Daima kaybeden tarafta olmanın verdiği psikolojiyle
kazandığı zamanlarda dahi tam olarak mutlu olamaz, hep huzursuzdur. bu nedenle
olsa gerek empati yeteneği son derece gelişmiştir Tepkisiz kalır. En fazla
fizyolojik olarak yanakları pembeleşir. Köpeğine bile söz geçiremez. Uğraşmaz
da zaten. O amaçsız, stressiz ama dünyanın en melankolik ve durgun insanıdır.
Bir çizgi film karakterinden çok daha fazlası, başlı başına bir insan
stereotipidir. Şanssızdır, kendini mutsuz etmenin bin bir yolunu arar bulur.
Olmadık işler açar başına, sürekli hatayı hayatın kendisinde arar. Oysa kendisi
o kadar zayıftır ki hiçbir şeyin üstesinden gelemez.
Kendine ait
mutsuzluk felsefesi ömrü hayatı boyunca tezini destekleyecek şekilde gelişir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen sevilesi bir karakterdir. Naiftir kimseyi kırmak
istemez. Hayatın basit ayrıntılarıyla uğraşmak istemez ama çevresindekiler
yüzünden mecbur kalır. Aslında o kadar da başarısız ya da kaybeden değildir
kendisi. Sadece şanssızdır. Oyun oynarken durduğu çıkıntının altında papatyalar
çıktığından kızlar tarafından sevimli bulunur. Sevimli bulunmak onun suçu
değildir, zaten kötü bir şey de değildir. Kendisi sadece şansını kötüye yorar
ve atılan topların hiçbirini karşılayamaz. Lucy'den aldığı psikolojik destek
ile başarıyı ararken futbol topuna vuramaz. Çünkü Lucy topu, o tam vuracakken
çekmiştir. İşte sorun da buradadır der, Lucy. Senin yürüyüşün, konuşman, şişko
göbeğin, ellerin, ayakların, saçın... Lucy'e göre Charlie Brown hayata karşı ne
kadar kambur ve çekingen durursa kötü şans kendisini o kadar çekmektedir.
Hayatın kuralıdır aslında bu. Nasıl başlarsan öyle bitirirsin. Charlie saftır.
Hep doğruyu söyler. Basit olanı arar. Göründüğünün altında ya da arkasında bir
olay aramaz, tahmin etmez. Belki de bu yüzden okulda heceleme yarışmasını zor
da olsa kazanır. İlk defa kaybeden değildir. Okullar arası yarışmaya seçilir.
Bütün gece çalışır. Hatta uykusu çok gelse bile üzerindeki
sorumluluğun dayanılmaz baskısını hissettiğinden uyumaz. Yarışmada son
ikiye kalır. Hecelediği o kadar zor kelimeden sonra kendisine sorulan belki de
en kolay kelimeyi heceleyemez Charlie. yeni güne yeni umutlarla baslar. Yine
Lucy’nin elindeki futbol topunu görür. Gizlice yaklaşır ve vurmaya çalışır.
Yine vuramaz. Ama önemli olan bu değildir. Önemli olan Charlie çabalamıştır. Hep
çabalayacaktır. Kötü şans yakasını bırakmasa da o pes etmez. Güçlüdür o.
kaynak: ekşi sözlük
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder